Ayrılıktan sonrası bilindik; her saat dökülen, ardı arkası kesilmeyen gözyaşları. Onsuz kalbinin boşa attığını düşündüren, bir fotoğraf karesi yada bir söz ile hatırlanan anılar... Bitmiyor ama. İlk gecesinden, ilk ayından; belki ilk yılından. Bitmiyor çok seviyorsan. Kabullenmiyor çünkü insan. İnandıramıyor kendini bu koca aşkın bittiğine. O kadar çok seviyor ki bazen; yaşadığı bu heveslere ayrılık vakti geldiğinde "AŞK" diyebiliyor. Her an düşünüyor, her fırsatta takip ediyor hayatında neler olup bitiyor. Hangi insan o adı aşk konmuş kişiyle karşılaşma onuruna erişmiş? Hangi insan o yüzü görmüş, o sıcak ellerini tutmuş? Kıskanıyor işte. Ama yok; sahibi değil artık bu sevginin. Peki neden hissediyor onu yüreğinin en derinlerinde? O bitip gittiyse de artık başkasınınsa da; hâlâ "Benim." diyor, eskide kalsa da eski de olsa hâlâ sevgilim diyor insan.
Zamanla nefret başlıyor. Kiminle konuşsa, kiminle gülse hayata, sen yanında yoksan eğer; koca bi' nefret besliyorsun. Tıpkı beslediğin o koca aşk gibi. Hâlâ sahipleniyorsun çünkü onu. Ve senden başkasıyla olmasın istiyorsun. Bir seninle uyusun, bir seninle uyansın. İzlediği filmlerde bir sen ol istiyorsun yanında. Bir sana gülsün, bir sana ağlasın. Bunlar olmadığı için o koca nefret sarıyor içini. O kendine başka kollar buluyor. Tamam diyorsun; "Keder uzak artık benden, hüzün bitti." Ama o kadar kolay olmuyor. Sökmeye çalışıyorsun kalbinden, çıkarıp atmaya. Ve bu da kanatıyor seni. Düşün işte; bir yaranın kabuklarını kavlamak gibi.
Yaralar kapanıyor kavlana kavlana. Hüzün de son buluyor bir gün, keder de. Sevgi dediğin dokunulmaz, tertemiz, saf duyguya herkesi ortak etmemeye söz veriyorsun kendine. Heveslerinden geriye izler kalıyor yine...
Bir klişe var hani; "Büyük aşklar kavgayla başlar."
Doğrusu şu ki; "Büyük aşklar nefretle biter."
Blogum Dergisi "Ekim Sayısı" Yazım.
URL; http://issuu.com/blogum/docs/ekimsayisi/1 Sayfa 78-79
Blogum Dergisi "Ekim Sayısı" Yazım.
URL; http://issuu.com/blogum/docs/ekimsayisi/1 Sayfa 78-79
Hasan BULUT
0 yorum:
Yorum Gönder